AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
Ülkemizde ağız ve diş sağlığı ile ilgili sorunlar en önemli halk sağlığı sorunları içindedir. Ağız, diş ve diş etlerine ait hastalıklar ülkemiz bireylerinin % 96’sını etkilemektedir. Bugüne kadar yapılan ağız ve diş sağlığı taramalarında ortaya çıkan sonuç; ağız ve diş sağlığının % 85 oranında bozuk, hastalıklarının yaygın olduğu ve ülke ekonomisine zararının yüksek rakamlara ulaştığıdır.
Ağız ve diş sağlığı durum tespiti ile ilgili olarak yapılan en kapsamlı araştırma; 1987-1988arasında yapılmıştır. Bu araştırmaya göre; 6-12 yaş grubunda diş çürüğü olan çocukların oranı, 30-34 yaş grubunda bu oran, sabit proteze başlama yaşı 18-20, total proteze başlama yaşı ise 25 dir.
Ağız ve diş sağlığı konusunda bireylerin yeterince bilinçli olmaması ise bu sorunu toplumsal bir sorun haline getirmektedir. Bakanlığımız, günden güne boyutları büyüyen soruna verdiği önem çerçevesinde ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin tüm ülke geneline yayılmasını hedeflemektedir.
Mayıs 1999 itibariyle;
Ağız ve Diş Sağlığı hizmetleri:
1 Eğitim Diş Hastanesi,
9 Müstakil Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi,
91 Hastane bünyesinde Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi,
621 Diş Polikliniğinde ( Hastane veya Sağlık Merkezi bünyesinde) yürütülmektedir.
Toplumun ihtiyacı olan tedavi edici dişhekimliği hizmetlerinin iyileştirilmesi ve ülke geneline dengeli bir şekilde dağılımı ile ucuz, uygulanması kolay ve çağdaş bir yaklaşım olan koruyucu dişhekimliği hizmetlerinin daha etkin bir şekilde verilmesi ile ilgili çalışmalar da sürdürülmektedir.
Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin sayı ve kalite olarak artırılması için Bakanlığımıza bağlı kurum ve kuruluşlarda mevcut diş hekimi ve diş teknisyeni ile ünit sayısının artırılması ve mevcut cihazların günün teknolojisine uygun hale getirilmesinin sağlanması için çalışmalara hız verilmiş olup;
Mayıs 2005 itibariyle ise;
Ağız ve Diş Sağlığı hizmetleri:
2 Diş Hastanesi
35 Müstakil Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi,
101 Hastane bünyesinde Diş Tedavi ve Protez Merkezi, yürütülmektedir.
Türkiye genelinde yaklaşık 20.000 diş hekimi çalışmaktadır. Bunların % 74’ ü özel sektörde, % 26’ sı kamuda çalışmaktadır. Kamuda çalışan diş hekimlerinin ise % 20’ si Sağlık Bakanlığı’nda çalışmaktadır.
1999 yılının ikinci yarısından itibaren ülkemizin ağız ve diş sağlığı standartlarının yükseltilmesi ve tüm bireylerin diş hekimliği hizmetlerinden yararlandırılması için artan nüfus ve gelişen tıbbi teknoloji paralelinde, mevcut ağız ve diş sağlığı merkezlerinin iyileştirilmesi, yeni ağız ve diş sağlığı merkezlerinin açılması ve bir standart kazanmaları amacıyla çalışmalar sürdürülmektedir.
3575 sayılı Kanun ile değişik 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun uyarınca, Bakanlığımızca açılan sınavlarda başarılı olanlara diş protez teknisyenliği meslek belgeleri verilmeye başlanmış ve bugüne kadar 3169 kişiye diş protez teknisyenliği meslek belgesi verilmiştir.
Yine aynı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca Bakanlığımızca çıkarılması gereken Diş Protez Laboratuvarları Yönetmeliği, 09.08.2000 tarihli ve 24135 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelik uyarınca, diş protez laboratuvarlarına ruhsat verilmeye başlanmış olup, bugüne kadar 105 adet diş protez laboratuvarı ruhsatlandırılmıştır.
3308 Sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitim Kanun’u kapsamına, diş protez teknisyenleri de dahil edilip, bu Kanun kapsamında değerlendirilmesi ve Milli Eğitim Bakanlığı’nca belge verilmesi sebebiyle yetki karmaşası yaşanmakta olup; konu, Bakanlıklar arasında yürütülen görüşmeler ile çözümlenmeye çalışılmaktadır.
Mine: vücuttaki en sert maddedir. doğal dişi en dıştan koruyucu bir katman olarak çevreler, içinde sinir hücreleri olmadığı için duyarlı değildir. % 97’si kalsiyum tuzlarından oluşur. Diş minesi altıgen “apatit” kristalleri şeklinde düzenlenmiştir. Minenin yapısına giren kalsiyum tuzları, organik diş maketi üzerinde yavaş yavaş çökelerek birikir ve kristalleşir. Bu birikme, ana rahminde iken başlar. Anne, gebelik süresince bazı ilaçlar alırsa veya çocuk mine teşekkülü sırasında bir hastalık geçirirse mine birikimi aksaklığa uğrayabilir. 0 zaman dişler sarı, gri veya kahverengi olur. Bazen de eksik (hipoplazik) teşekkül eder.
Dentin: minenin altındaki tabakadır. yetişkin bir insan dişinin %75'ini oluşturur. kemikle aynı yoğunluğa sahip olmasına rağmen ısıya ve dokunmaya duyarlıdır. gerektiğinde içerdiği tamir hücreleri ile yeniden dentin dokusu oluşturabilirler. Dişin asıl kitlesini dentin (fildişi) tabakası oluşturur. Dentin, taç kısmında mine; kök kısmında da sement ile örtülüdür. Dentin canlı bir yapıdır ve % 70’i mineral tuzları; % 20si organik madde ve % 10’u da sudan oluşur. Dentinde çok sayıda kanalcık içerir. Bu kanalcıkların içi diş özü sınırındaki dentin yapıcı hücrelerin uzantıları olan iplikçiklerle doludur. Dentin yapan hücrelere “Odontoblast” denir. Dentin kanalcıklarının milimetre karede sayıları 10.000’e. yaklaşır. Diş, dolgu veya kaplama yapılmak için oyulur veya küçültülürse bu kanalcıklar açığa çıkar ve o zaman soğuk, sıcak, tatlı ve ekşiden ağrı duyulur.
Pulpa (diş özü): dişin orta kısmına ve burada bulunan yumuşak dokuya verilen addır. kökün ucuna kadar devam eder. bu kısımda kan damarları yer alır ve bu damarlar sayesinde diş enfeksiyondan korunur ve daima aktif halde kalır. aynı zamanda pulpada aşırı duyarlı sinir hücreleri bulunur ve bu hücreler sayesinde sıcak, soğuk ve basınç gibi duyular hissedilir. “Pulpa” adı da verilen diş özü, dentin tarafından oluşturulan bir odacık içinde yerleşen kılcal atar ve toplar damarlar; duyu sinirleri ve bütün bu yapıları koruyan bir destek dokusundan oluşur. Diş özünün dış çevresi dentin yapıcı hücrelerle (odontoblast) kuşatılmıştır. Bu hücreler, çürük ve diğer zararlı etkenlere karşı, dişi koruyan kale muhafızlarına benzer. Her hangi bir nedenle oluşan çürüğe karşı dentin yapıcı hücreler üstün gelirlerse bu hücreler diş özü kalesini dentinle sıvarlar; yenik düşerlerse diş özü açılır ve iltihaplanır. Bu etkinlik genç insanların diş özünde daha yoğundur.
Sement: kökün etrafını kaplayan kemiksi bir tabakadır, çok incedir. diş kökünün çene kemiğine tutunmasını sağlar. %65’i inorganik maddedir. Bazen kök etrafında ve kök ucunda aşırı sement birikebilir. Buna “Hipersemontoz” denir.
Dişler ne işe yarar?
Dişler sindirim sisteminin başında besinlerin ufalanıp parçalanmasına, koparılmasına yardım eder, kendini çevreleyen destek dokuları korur ve gelişmelerini sağlar, konuşmayı ve seslerin doğru bir şekilde çıkmasını sağlarlar. Estetik olarak yüzle bir bütünlük içindedir.
Dişlerin Görevlerine Göre Farklı Yapıları Vardır;
1- Kesici Dişler
Alt ve üst çenedeki ön dişler “Kesici Diş” olarak adlandırılır. Üst çenede genişliği 9-10 mm. olanlar orta kesici; 6-7 mm. olanlar ise üst yan kesicilerdir. Alt orta ve yan kesicilerin genişlikleri ise 6-7 mm. arasındadır.
2- Kaninler (Köpek Dişleri)
“Köpek dişi” ve “göz dişi” adı da verilen kaninler kesici dişlerden sonra gelir, alt ve üst çenede sağlı-sollu birerden dört (4)tanedir. Uçları sivri olup koparmaya yararlar.
3- Azı Dişleri
Kaninlerin arkasında, azı dişleri yer alır. Yapı olarak birbirinden farklı olan azı dişleri, her bir yarım çenede, iki küçük azı, üç de büyük azı olmak üzere beşer tane ve bir çenede toplam on (10) tanedir.
Bütün küçük azıların çiğneme ve kenetlenmeye yarayan ikişer tümsekçikleri vardır. Üst çenedeki büyük azıların dörder tümsekçiği; alt çenedeki büyük azıların beşer tümsekçiği vardır. Bu tümsekçiklere “tüberkül” adı verilmektedir.
4- Akıl Dişleri - Üçüncü Büyük Azılar = Yirmi yaş Dişleri
Akıl dişleri ayrı bölümde incelenmiştir (yirmi yaş dişleri). Burada, sadece şekillerinin ve kök sayılarının çok değişik olduğunu belirtmekle yetiniyoruz.
Dişlerin Düzgün Konuşmaya Etkisi:
Konuşma, insan ilişkilerinin en önemlilerindendir. Ayrıca, politikacılık, aktörlük, spikerlik, şarkıcılık gibi bazı meslekler, büyük ölçüde düzgün konuşmaya dayanır. Düzgün konuşmada dişlerin önemli rolleri vardır.
Aşağıda ki birkaç örneğin bu rolü vurgulamaktadır.
1- DE ve TE sesleri, dil ucunun, üst kesicilerin damak tarafındaki eğiminden destek almasıyla çıkar.
2- FE ve VE sesleri ise, alt dudağın, üst kesicilerin kesici uçlarına temas etmesiyle çıkar.
3- SE sesi, karışık bir işlemle çıkar. Alt ve üst kesiciler birbiriyle temas halindeyken, dilin, azıların dil tarafındaki yüzeyinden destek alması ve dil ucunun da (kesiciler arasında bir oluk yapıp) hava borusu oluşturmasıyla gerçekleşir. ŞE ve JE sesleri de buna benzer bir işlemle gerçekleşir; fakat bu sırada dil ucu göreve katılmaz.
Dişler çene kemikleri, dişetleri, dil, damak, buların hepsi, çiğneme, tat alma. yutkunma ve konuşma ile ilgili görevlerini bir bütün halinde yürütürler.
Dişlerin oluşumu ve gelişimi ne zaman oluyor?
Embriyolojik hayatta (anne karnında) ağız boşluğuna ait oluşum belirtileri 3. haftada görülmesine rağmen, dişlerin gelişimine ait ilk belirtiler 6.haftaya rastlamaktadır. 7.haftadan itibaren dişlerin tomurcukları hafta hafta belirmeye başlar.
Süt dişleri nasıl tanınır?
Süt dişleri, çocuk altı aylıkken çıkmaya başlar ve 2.5 yaşında alt ve üst çenede 10’ardan (20) tane olarak tamamlanır. Süt kesicileri ve süt kaninleri, kalıcı dişlere göre daha küçüktür. Süt azıları da kalıcı azılara göre daha küçük yapıdadır.
Çocuk büyüdükçe, süt dişlerinin kökleri altında yer alan kalıcı dişin kökü, sürme etkisiyle erimeye başlar; kök tamamen eriyip dişin yalnız kuronu kalınca da diş kendiliğinden düşer.
Hangi diş ne zaman çıkar?
İlk diş yaklaşık altı aylıkken çıkar. Akıl dişleri de 18-20 yaşında... Demek ki diş çıkarma süreci, insanın 20 yılını alır. Ama hangi diş kaç yaşında çıkar? Bunu özetleyen bir tablo hazırlanmış ve aşağıda verilmiştir. Tablodaki yaşların yaklaşık rakamlar olduğunu; 1-1,5 yıl önce veya sonra sürmesi gereken dişin vakitsiz sürebileceğini, bazen de gecikmeler olabileceğini belirtmeliyiz.
DİŞLERİN SÜRME TABLOSU |
|||||
SÜT DİŞLERİ |
SÜRME |
DÜŞME |
KALICI DİŞLER |
SÜRME |
|
I II III IV V |
Orta kesiciler Yan kesiciler Kaninler 1.süt azıları 2.süt azıları |
6-12 ay 6-12 ay 18-24 ay 12-18 ay 24-30 ay |
7 yaş 8 yaş 10 yaş 9 yaş 11 yaş |
1 Orta kesiciler 2 Yan kesiciler 3 Kaninler 4 1.Küçük azılar 5 2.Küçük azılar 6 1.Büyük azılar 7 2.Büyük azılar 8 3.Büyük azılar |
7 yaş 8 yaş 10 yaş 9 yaş 11 yaş 6 yaş 12 yaş 18yaşından sonra |
Isırma ve öğütme nasıl gerçekleşir?
Kesici dişler, yiyecekleri ısırmaya ve kesmeye yararlar. Üst diş kavisi, alt diş kavisinden daha geniştir ve onu her yönde taşar. Alt çenenin aşağıya kaymasıyla ağız açılır ve lokma kesici dişlerin arasına girer. Ağız kapatılınca, ısırma hareketi ile üst kesiciler alt kesiciler üzerinde bir makasın ağzı gibi kayar ve yiyecekleri koparır.
Öğütme işlemi alt çene eklemi ve çiğneme kaslarının uyumlu çalışması ve yana hareketlerle gerçekleşir.
Besinleri iyi öğütebilmek için diş dizilerinin düzgün ve eksiksiz olması şarttır.
Diş etinin yapısı
Bir dişin dışarıdan sadece taç kısmı görülür ve diğer kısımları çene kemiği içinde gizlenmiştir; üzeri dişeti dokusu ile örtülüdür.
Diş eti, sert, lifli ve kan dolaşımı ile iyi beslenen bir yapı olup; normal rengi uçuk pembedir. Sert ve kemiğe sıkı-sıkıya yapışan 4-5 mm’lik dişeti daha yumuşak bir bağlantı ile yanak ve dudak içini döşer; bu yapıya “Mukoza” denir. Yanak ve dudakların iç yüzü ile diş dizileri arasında “Vestibül” = “Dalız” yer alır.
Tükürüğün bileşimi ve etkisi nasıldır?
Yeni doğan bebeğin ağzı sterildir (mikropsuzdur), fakat birkaç dakika sonra kirlenir ve yaşam boyu da mikroplu kalır. Öyleyse neden hastalanmıyoruz? Çünkü ağızda bulunan bakterilerin çoğu hastalık yapmayan mukoza (saprofit) türdendir. Ancak vücudun direnci kırılınca bu bakteriler hastalık etkeni olabilir. Ağızda bulunan bakterilerin hepsi “Ağız florası”nı oluşturur.
Diğer yandan, ağız boşluğunun çok önemli bir koruyucusu daha vardır: Tükürük. Kulak önü, çene altı ve dilaltı bezleri tarafından üretilen renksiz, özel kıvamda, akıcı bir sıvı olan tükürük, üretildiği bezlerden kanalcıklar aracılığı ile ağız boşluğuna taşınır. Bezler günde 5 litreye yakın tükürük üretirler. Kulak önü tükürük bezinin kanalı, üst 1. büyük azı yakınında; diğer tükürük bezlerinin kanalcıkları da dil altında ağza açılırlar. Tükürük içinde bakterilerin üremesini durduran fermentler, fluor ve kalsiyum tuzlan bulunur. Tükürük kanallarının açıldığı yerde diş taşlarının fazla birikmesi, bileşimindeki kalsiyum tuzlarının çökelmesi nedeniyledir. Tükürüğün ağız ve dişlere yararlı etkileri şöyle özetlenebilir;
1- Tükürük, dişleri mekanik olarak temizler.
2- Tükürük, dişleri çürümekten korur.
3- Tükürük, içinde bulundurduğu mayalarla ağız mukozasını korur.